9 Mart 2010 Salı

Yalvarırım izin ver

yalvarırım
bulaşma bana artık
görüyorsun ya
kuru gül yaprakları ortalıkta, dağınık
camlar parçalı, üstelik kalp de kırık
bilmezdim bu denli mahşer, böyle kıyamet
ben olsam itelemezdim böyle birikimi
emeğim emekliliğim, sevgim sigortam
sandıklarım sanrılarımmış meğer

oy benim yutkuntum
yalvarırım, oy beni
köy elmasından hallice,
yere düşmüşüm, o gelmeden önce
iç dış, yer yer çürük
amalgam kokar ağzım, tıkınırken sızlar
üstelik darbesi parçalı, üstelik kalp de kırık

soruyorum epeydir
neden onarırlar beni
garaj arabasıyım kısmen, varsın aküm olmasın
doktordanım, temizim
doktor neciyse ben de ondanım

yalvarırım
hastane köşelerinde tutma beni
bilirsin, koridorlar gül kokmuyor
ilaç tanıtımları ve oniki parmak bağırsakları
nasırlar ve terlikler, hastanın ayağında
bilmezdim bu denli mahşer, böyle kıyamet
ben olsam ben olmazdım bu zamanda burada

ah benim sümkürüğüm
gah nezleden, gah hüzünden
reçetem "ruh haline bakılmaksızın"dır
belki de ruh halime bakılmak sızımdır

yalvarırım
bitir bu ıstırabı
salınmak istiyorum acilden çıkıp
acilen yollara düşmek istiyorum
ezilmeden düşmeliyim ki ezilmeyeyim
reçetelere konu olmak değil arzum
ve gazete köşeleri de dolu sayılır
hevesim kursağımda bir kırık kalptir
yutkuntuyla içe gidesi gelir, niyetlidir

yalvarırım izin ver
görüyorsun ya izin istiyorum
ipler senin elinde
ve arabalar,dümenler
senler, benler
ve diğerleri yer yer
izin ver, izin vereyim, izin versinler...

Hiç yorum yok: