23 Mayıs 2022 Pazartesi

Islak Bir Banktan Uçuşum

Turist olarak geldiğim kentin kıyısında

Islak bir banka oturmuşum

Koca beton boşluğunu

Kıçımın bir lobu ile doldurmuşum


Uçuşun martılar uçuşun

Sabah üstüme üstüme geliyor

Ayaz tarafından vurulmuşum

Giysilerim don içinde donuyor

Büyükşehrin kıyısı meditasyon, gülüm

İçiyse depresyon

Marmara depreşirken

Yaprak kımıldamıyor


İki yanımda iki ağaç

Geceyi usulca çekiyor

Kamu spotu edasıyla içim söz alıyor

Onlar da yunmalıymış meğer

Sabahın sert başlangıcına hazırlık için

Petrol ve küfürden arınmalıymış


Vaktiyle bir baharın

ağacın kovuğunda balmışım

Balın tadını almışım

Vakur bir oturuşla bir zaman

Kamu spotu ne kadar sıkıcıysa

Vapur trafiğini izlerken

Soğutan bir uykuya dalmışım


Gavurun plastik sabah kahvesi

Ellerimde soğutmuşum


Uçuşun martılar uçuşun

Bu sizinle son uçuşum

Uçlarda bulunmuşum

Affedersiniz fil gibi uyumuşum

Böyledir kederli duruşum


Sürem doldu bu bankta

Kulağım yeni bir gülbankta

Az sonra Atatürk’e kalkarım

Akşam Esen Boğa'ya uçuşum 


27 Ekim 2018

8 Ekim 2014 Çarşamba

Keywords: bounded, rationality


Bizi öldürecek bu,
sınırlı rasyonelliğimiz.
O bakışlarının
eş anlamları varsa şayet
bilirim, diline hakim değilim(dir);
mutlak olmam üstelik.
Bırak kabul edeyim
anlayış gösterip, yoksa
bizi öldürecek bu
sınırlı rasyonelliğimiz.

210714

7 Ağustos 2014 Perşembe

Şehir

Sarı beyaz uydular
Yolda ışıklar aydı
Olur muydu kuytular?
Şehirler olmasaydı

Görmek istemez kişi
Birini salt uzaktan
Yakın etmekse işi
Şehir biçilmiş kaftan

Aleve dönen kora
Sohbet akan nehir
Şarkısız olmaz şehir 
Yetişir peşi sıra

Ellerini ver bana
Çapımızca dönelim
Bu şehre kana kana
İnanıp yönelelim

Şehir bu, tek kelime
Ağlamaksız gülmeksiz
Gömülemez ölüme
Yaşam (yalan) yok hareketsiz

Şimdi bana ışıklı
Kapı önleri, yollar
Hep böyle yakışıklı
Masallardaki sonlar


23032014

Ba+cak

Çok gece oldu biz yatalım 
İster beraber ister birlikte yatalım 
Bire bir düşer bu yataklardan 
Bize biz olur art'a kalan 

Erken aydın olur, imdi güne eşiz 
Cuma ertesinden geçmiş arkacaki gündeyiz 
Hangimiz kongur ise bu kere biraz sarı 
Eygü desek yeridir, eskisi kadar arı 

Ey Teni-gri benim şapkam uçuyor 
Senden esen yeller ile kaçıyor 
Ö biri beni durdurdursun 
İmkianı var ise beni bana durdursun 

Bak kim ise işteş, yalan kon-amaz 
Her kişinin uyukulu közleri, kapağlı kalamaz 
Gör imdi bir cansız başlığım kalacak 
Öy ile bakakalakalacak bir-eki bacak.

070814

Herankoli

Kapalı balkonum, filtre kahvem, sarma sigaram
Bir umutla salınan gençliğimiz
Savaşım içinde, oradan oraya

Biliyorum şimdi attın bacak bacak üstüne, masa altında
Ne geçiyorsa aklımızdan, yarısı aklımızda
Hava bulutlu, hava basık, hava koyu
Balkondan kısıtlı miktarda duman fışkırıyor

Gayet iyi bilirsin,
Bu dumanları sıkışmışlığımıza borçluyuz.
Düz giden bir doğru gibiyiz 
Duvarı ittirir gibi bir haldeyiz, yorulmakla kalan
Yuvarlak, dört ayaklı, hafif, beyaz bir masada
Güneşin yan binanın gerisine gidişini kutlayan insancıklara benziyoruz.

Bilmiyorum yarın nasıl oturursun iş yerinde, sorgusuz
Amirin kalk demeden ilk ne zaman kalkarsın
Düşlerinde var mıdır yarın işe soyunmak
Yatağa girmezden zihnin işgal altında

Bu bir nazım değil, düşlerin iz düşümü
Hayat öyle anında ki tutulmuyor her yanı
Biz dur desek de hava kararıyor
İçerisi doluyor bir şekilde soğukla
Sıcağın karşılığı var ısınınsa yok
Belki de vardır, ona üşü diyelim
Biraz olmadı ama yine üşü diyelim

Bu sefer biraz olsun beni sorgulamayınız
Yatmaya gidiyorum o masadan yapyalnız
Kırmadım kırılmadılar varmış elbet hikmeti
Arkamda ne bıraktıysam şüphe yok hep plastik

Şimdi uyuyorum gözlerim kapalı
Tekrar ediyorum bu bir nazım değil
Ya da yineliyorum
Yeniliyorum
Yeni..

6/4/14

Bilim Ağacı

Bilim ağacındaki bulutlar gibiydik.
Bir gün doğduk, hava muhalefetiyle. 
Bir gün indik yeryüzüne, göz alabildiğince.. 
Şimdi önümüz, yolumuz açık. 
Önümüzde ne bir eski bulut ne yağmur damlası.
Gidiyoruz başka bir mekana, zamana
Yine benzer bir bulut, bir ağaç arkasında
Göğe açılan eller gibi objektife durmuş
ve çok objektif
Bu dağılış ve yüceliş
İşte böyle kısacık
Ağacın bilimleri
Meyveleri kurusa da, bir o kadar yararlı
Ne büyür ne kurur
Türünün tek örneği
Bilimin ağacı
Bir çoğu için yalnızca
Bir mezuniyet hatırası. 

2/8/14

10 Temmuz 2014 Perşembe

Diplomat


Var sayalım bir kayasın.
Fırtınalı kış günleri
Cevvalce eteğini döver dalgalar
Geceye dönünce
Geldikleri gibi giderler
Sen sabit, zabit, kalırsın

Kayasın
Orada burada
Oradan oraya
Yedi iklime
Seyahat ya resulallaha talipsin
O halde, şüphe yok, kayasın.

100714