Seni bastığım yerden çok hissederim
Ağırsın bu yüzden omuzlarıma
Başımı araya aldı iki elim
Duyuyorum
bir ses var yakınımda
Tik tak tik tak
Bir süre dinliyorum zamanın akışını
Zaman, iki büklüm iki çubuk
Ne ağırdan alıyor, ne çabuk
Kendinden emin seyrinde rotasını
Daha durmaz, hiç durmadıysa yolunda
Belki benim de aklım biraz yarında
Hala duyabiliyorum, derinlerde, tik tak
Yaşıyorum güzelim anlayacağın
Dünyevileşiyorum ah şu sesi duydukça
Yarını düşünmeyi şimdi kesiyorum
Tike gelince şurada, takta burada olmalı
Sayamadığım tiktakın derdine kalmamalı
Tutabildiğim ölçüde zamanı tamamlıyorum
Ve ey saat! Seni tüm duyularımla selamlıyorum
19102010
24 Aralık 2010 Cuma
Kayboluş Bildirisi
Saçlarında kaybolmak istiyorum
Öyle ki
Güneş bile giremesin o kuytuya
Bir teli bile düşmesin aşağıya
Zamanı unutayım, hangi zamandayız?
Her devir, her aydınlık onların olsun
Bana yeter senin kırılgan ve bir türlü kıramadığım prangaların
Sadece okşamayla paslanmaz bu eller
Şimdi burada sabah rüzgarı
yalancı bir güneş ile işbirliği içinde
varlığa hakim
fakat biz onlardan değiliz
Beni içine alırken o dünyan
Yalanların savurduğu ve kavurduğu
geride kalanlara veda ediyorum
Karanlıkta kalmadan yaşanamaz aşk
Bir kez daha anlıyorum
Öyle ki
Güneş bile giremesin o kuytuya
Bir teli bile düşmesin aşağıya
Zamanı unutayım, hangi zamandayız?
Her devir, her aydınlık onların olsun
Bana yeter senin kırılgan ve bir türlü kıramadığım prangaların
Sadece okşamayla paslanmaz bu eller
Şimdi burada sabah rüzgarı
yalancı bir güneş ile işbirliği içinde
varlığa hakim
fakat biz onlardan değiliz
Beni içine alırken o dünyan
Yalanların savurduğu ve kavurduğu
geride kalanlara veda ediyorum
Karanlıkta kalmadan yaşanamaz aşk
Bir kez daha anlıyorum
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)